Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

16 Ağustos 2012 Perşembe

Olimpiyat Bir Tutkudur !


Merhaba, yeni bir yazı ile karşınıza çıkmak benim için büyük mutluluk.
Asıl mutlu olduğum nokta ise yazılarımın okunduğunu bilmek.  Teşekkür ederim.
Bugünkü yazım duyurusunu önceden yaptığım gibi “Olimpiyatlar ile ilgili olacak.
Bildiğiniz gibi olimpiyat olunları geçen hafta Pazar günü son buldu ve olimpiyat Londra macerasını böylece tamamlamış oldu.
Haydi değerlendirmeye başlayalım o zaman,
Öncelikli olarak belirtmek istediğim şey Londra olimpiyatları skandal bir olimpiyat olarak benim için olimpiyat tarihine geçmiştir.
Olimpiyat dediğimiz ve merakla beklediğimiz bir organizasyona, ortaya çıkan bahis iddiaları ve güney Kore’ li eskrimci sporcunun resmen hakkının yenmesi damgasını vurdu.
Olimpiyat denen organizasyon benim için 4 sene de bir yapılan sıradan spor organizasyonlarından öte, bütün ülkelerin katıldığı, herkesin adilce yarıştığı ve dünyanın en iyi sporcularının kendi ülkelerini en iyi şekilde temsil ettikleri bir olaydır.
Bu bağlamda Londra 2012 bir skandaldır ve benim protestoma sahne olmuştur.
3 gün olimpiyatları boykot ettim: D…
Haydi, bırakalım bunları da biraz spordan bahsedelim.
Öncelikle bu olimpiyatlar bizim açımızdan rekor sayıda sporcu katılımına sahne oldu, bu çok sevindirici bir olay.
Ayrıca bizi sevindiren başka bir olay ise takım sporlarında da artık var olduğumuzu gösterebilmemizdi.
Bütün sporları sizlere ayrı ayrı değerlendirmek isterim fakat protestoma devam ederek, badminton ve eskrim sporlarından bahsetmeyeceğim.

Atletizm: Bizim için tarihe geçen yarışlar oldu. 1500 m.’ de gelen “Duble” baya sevindirici oldu. Ayrıca Usain Bolt isimli, uzaylımıdır artık ne derseni deyin ki insan olmadığı kesin, insan olan öyle koşamaz :D……. Olimpiyat efsanesi oldu.
Diğer atletizm dallarında hayal kırıklığı yaşadım diyemem zaten pek fazla ismimizin olmadığı sporlarda başarılıda olamadık. Burcu Ayhan’ ı tebrik etmek isterim. Yüksek atlamada ilk defa finalde temsil edildik.
Eyy Eşref Apak 4 sene boyunca o çekiçi fileye takmak için mi çalıştın? diye sorası gelir insanın ki cevabı size bırakıyorum.
 Isinbayeva’ nın yaşadığı şok görülmeye değerdi. 400m finalinde gözler efsane Jeremy Wariner’ ı aramadı değil. Atletizm geniş dal o yüzden sizi daha fazla sıkmak istemem.
Hıncal Uluç benim yerime bunları yazıyor zaten :D.

Basketbol: Amerika çok dominanttı. Arjantin büyük hayal kırıklığı oldu. Nedeni Amerika ve İspanya’ yı zorlamaları gerekiyordu. Gözler Türk Milli Takımı’ nı aramadı değil hani. Batum’um Navarro’ ya attığı yumrukta yakışmadı açıkçası. Final maçıyla basketbola doyuran ve olimpiyata yakışan bir maç oldu. Bu Amerika takımınında “Dream Team” ile yakından uzaktan alakası da yok bence.

Hentbol: Danimarka’ nın hayal kırıklığı olduğu ve son olimpiyat şampiyonu Fransa’ nın gene kazandığı ama kazanırken ecel terleri döktüğü bir maçtı. İskandinavların şu hentbola yatkınlıkları nerden gelir hala anlayabilmiş değilim.  Çok takip edemediğimi de söylemek isterim.

Boks: Her türlü siklette bizim için hayal kırıklıklarıyla dolu bir turnuva geçti. Çok da söylenecek bir şey yok en azından 2-3 madalya almamız gereken bir turnuvaydı.

Bisiklet: Çok takip etme şansım olmadı ama Velodrom’ da İngilizler madalyaları kolay kolay bırakmıyor idi. Tekrar yarışlarını izleme fırsatım oldu nadir olarak.

Futbol: Brezilya tam bir hayal kırıklığıydı. Geçen olimpiyattan beri çok şey değişmiş demek ki, geçen olimpiyatta finali Messi’li Arjantin ile Isaac Promise’ li Nijerya oynamıştı.
Meksika’yı tebrik ediyoruz.

Jimnastik: ABD nerdeyse bütün dallarda madalyalara ambargo koydu. P&G anneler için olimpiyatla ilgili çektiği reklam filminde de neden ABD’ li kızın jimnastikçi olduğu böylece açıklanmış oldu. Ülkemizin ilk defa temsil edilmesi güzeldi. Umarım arkası gelir.

Halter: Resmi bir hayal kırıklığı oldu. Halillere, Süleymanlara ihanettir. Konuşmak bile istemiyorum. Sanki hiç antrenman yapılmadan gidilmiş gibi.

Binicilik: İngiltere, İngiliz tayları ile dörtnala altına gitti.

Hokey: Çim hokeyi erkekler maçları değil de, bayan maçları ilginç görüntülere sahne oldu. Özellikle izlemeyenler için, Hollanda- Arjantin maçını tavsiye ederim. Ülkemizin hiç olmadığı bir spor dalı olarak olimpiyatlarda yer almakta.

Judo: Yine madalyanın hayal olduğu bir dal daha. Daha ilk tur maçlarında yenilerek veda etmemiz hoş olmadı.

Güreş: Rezillik başka hiçbirşey değil. Nazmi Avluca’ lar falan bitmişşş….

Yüzme: Lochte’ den hızlı yüzen Çinli yüzücüye ileride dikkat daha 18 yaşında ve dişi Phelps olma yolunda emin adımlarla gidiyor. Ayrıca Amerika’ yı bayrak yarışında tahtından eden Fransız takımının son yüzücüsünü de tebrik etmek gerek.  Lazslo Cesh’ e de saygılar selamlar. :D..

Kano Kürek : Gene yokuz, dolayısıyla madalyada yok. Bizim ülkemizde heralde kano- kürek yapacak su yok . Nerde bu sular ???

Tenis: Andy Murray ve Serena Williams’ı kutlamak lazım. Rusya’ nın daha fazla motive etmek için bayrağı taşıttığı Sharapova finalde direnemedi.

Masa Tenisi : Bora Wang ve Melek Hu  tam bir Tarık Langat, Polat Kemboi çıktı :D…..

Atıcılık: Bence gayet iyi sonuçlar elde ettik ilerisi için son derece umut verici skorlar alındı. Finaller kıl payı kaçtı. Kimse konuşmuyor bunlar neden acaba?

Okçuluk: Güney Kore ve Çinli sporcular akın akın madalyaya koştu. Bizde fena değildik.

Kule-Tramplen Atlama: Çinliler muazzamdı. Kesinlikle hak ediyorlar altını. Erkekler tramplen atlamada Alman sporcunun yaptığı atlayış yarışmaya bambaşka bir boyut getirdi ve Tarihin en kötü atlayışı oldu.

Voleybol:  Hıncal Uluç’un yazdığı gibi bayrağı illa Neslihan’ a taşıtmak zorundamıydık ?  Çünkü diğer gün maç vardı ve bütün voleybol takımı geçit törenindeydi. Geç saate kadar uykusuz kalmaları maç performansını çok etkiledi mi?  Tabi insan şunuda düşünüyor. O sporcular ilk defa bir olimpiyata gidiyor ve ilk defa bir seremoniye katılıyor. Ben olsam bende uyumazdım heralde :D……
Bayanlarda çok ucuz kaybettik. Altın alsak benim için sürpriz olmayacaktı ama kızlarımız o performansın yanından bile geçemedi.
Bayanlar finali Brezilya- Amerika arasında oynandı. Maça berbat başlayan Brezilya maçı tekrar lehine çevirmeyi bildi ve maçı 3-1 kazanarak altını kaptı.
Erkeklerde ise Brezilya ve Rusya karşı karşıya geldi. Berbat bir oyun oynayan Brezilya boynunda ki altını çıkarıp Rusya’ ya hediye etti. Hepsinin suratında ki şaşkınlık ilginç bir manzara ortaya çıkardı.

İşte böyle gençler.
Gene sözü fazla uzattık ama bu konuya sayfalar yetmez.
Diğer yazılarımada görüşebilmek üzere.

Saygılar,
Sevgiler,

T. Orkun