Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Mart 2012 Cumartesi

Dikkatsizlik

Merhaba sevgili dostlar !
Gerçekten, burada başımdan geçenleri ve aklımda olan bazı şeyleri yazmak benim için muazzam bir tecrübe olmakta.
Umuyorum ki sizde yazdıklarımı okurken sıkılmadan bir solukta okuyorsunuzdur. :D
Bugün bahsetmek konu başlıktan da anlaşılabileceği gibi
 "DİKKATSİZLİK"

Başıma geldiği için bu yazıyı yazmak istedim.
Olayı ayrıntıları ile anlatarak canınızı sıkmayacağım.
Fakat şunu iyi bilin ki, bu kavram insana gerçekten olumsuz sonuçlar yaratmayı çok seven bir kavram.
Ben yaşadığım ve bir daha asla tekrarlamayacağım bir tecrübeyi paylaştım.
Umuyorum böyle şeyler sizin başınıza hiç gelmez.
Hepimizin dikkatsizliği minimum seviyede olan insanlardan olmamız dileğiyle :D
Sevgiler!
Orkun TEKE

27 Mart 2012 Salı

Sürekli Değişim ve Gelişim

Yazı başlığını oluşturan kavramlar önceden duymayan okurlarım için anlatmak isterim.
Japonca kaynaklı Kai- Zen kelimelerinden meydana gelmektedir.
Yani gene karşımıza Japonlar çıkmaktadır. :D
İnsanlar dinamik süreçler yaşamaktadırlar ve bu süreçler içerisinde değişime ayak uydurmak ve değişimin içerisinde kendilerini kabul ettirebilmek için gelişim göstermek durumundadır.
Değişime ayak uydurmak istemeyen veya gelişime kapalı olan kişiler dezavantajlı duruma geçmekte ve süreç içinde gel- gitler yaşamaya başlamaktadırlar.
Değişim ve Gelişim Dünya var olduğundan beri ortada olan iki kavramdır.
Herkesin bildiği bir ünlü söz gibi " Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir."
Dünya günümüzde bile her gün değişmekte ve değişime ayak uyduramayanların konumları açıkça ortadadır.

Gelişmeye kapalı olduğunuz takdirde de büyük zorluklarla karşılaşıldığını büyük ölçeklerde somut olarak görmekteyiz.
Öğrenmeye ve kendini geliştirmeye yatkın kişilerin ileride bunun sonuçlarını çok olumlu bir şekilde gördükleri günümüzde karşımıza çıkan somut örneklerdendir.
Özellikle şu örnek benim çok hoşuma gitmektedir.
İş dünyasının ünlü isimlerinden Baybars Altuntaş kendisiyle ilgili olarak şu hikayeyi paylaşmaktadır.
"Ben İngiliz dili mezunuyum fakat kendimi geliştirmeye verdiğim önem ve girişimci ruhum sayesinde bugün buralara gelmiş bulunuyorum. Ben üniversite öğrencisi iken eğitimlere katılmaktan ve organizasyonlar düzenlemekten keyif alırdım. İlk düzenlediğim organizasyonda cebimde beş kuruş para olmamasına rağmen kampanyalı, yeni kurulan bir otelle anlaşarak reklam karşılığında organizasyonu bedavaya getirmiştim."
Burada yazdıklarım anlattıklarından sadece birkaç anektot.
Herkesin, değişime  olumlu anlamada ayak uydurmayı bilen ve kendini geliştirmekten zevk alan insanlar olması dileğiyle !
Sevgiler !
.................Orkun TEKE ..............



16 Mart 2012 Cuma

!!! BAŞARI !!!

Bugün karşınıza sonunda bahsetmekten gerçekten hoşlandığım bir konu ile çıkıyorum. Diğerlerinden hoşlanmıyorum zannetmeyin.Boyunları bükülür :D...
Bu konudan bahsetmek istememin sebebi, insanların başarıyı sadece soyut bir kavram olarak görmeleri ve yanlış anlamalarıdır.
Bu yazıya başlarken beni ilhamlandıran şey sevdiğim bir arkadaşımın yazdığı blog yazısı oldu.
Bu blog yazısının başlığı "Oku" idi.
Başarı ile ilgili yazı yazmak ne zamandan beri kafamda vardı bilmiyorum fakat uzun bir süre olmuştur. 
Bu yazıyı okuduktan sonra artık başarı kavramını kendime göre açıklayabileceğim günün geldiğini düşündüm. 
Sizlerin nezlinde beni ilhamlandıran yazısından dolayı Hasan Yavuz' a çok teşekkür ederim.

Ne kadar güzel bir kelime. "Oku" 
İşte başarı okumaktır.
Bununda ötesinde başarı insandır.
Başarı aşktır.
Başarı insanın kendi kendine yetebilmesidir.
Başarı kıskançlığa düşmemektir.
Başarı elinden geleni yapmaktır.
Başarı bir işi yapıyorsan tam yapmaktır.
Başarı huzurdur.
Başarı bir insanı güldürebilmektir.
Başarı karşındaki insanın gülümseme sebebi olabilmektir.
Başarı emektir.
Başarı fedakarlıktır.
Başarı insiyatif kullanmadır.
Başarı sorumluluk alabilmektir.
Başarı sevmektir.
Başarı zorluklara karşı direnmektir.
Başarı sabırdır.
Başarı arkadaşlıktır.
Başarı güvendir.
Başarı saygı duymaktır.
Başarı moralini bozmadan yılmadan mücadele edebilmektir.
Başarı sadakattir.
Başarı hayal katili olmamaktır.
Başarı düşünmektir.
Başarı paylaşmaktır.
ve son olarak ;
Başarı insanı insan olarak sevebilmektir.
Bugünkü yazım kısa gibi görünen ama içinde bana göre bir çok şey barındıran bir yazı oldu.
Takip edenler umuyorum ki geri dönüşlerini olumlu veya olumsuz bildirmeye devam edeceklerdir.
Sizin geri dönüşleriniz benim için gerçekten önemli ve değerli.
Bugünlük yazımı sonlandırıyorum. 
Başarılı insanlardan olabilmek dileğiyle! 
Takipte kalmanızı öneriyorum :D
Sevgiler! 
Orkun TEKE 

11 Mart 2012 Pazar

! Yetenek Sizsiniz !

İnsanlar hayatlarında hergün birşeyler görüyor ve bunu değişik bir tecrübe olarak bir kenara kaydedebilenler diğer insanlardan farklı ve bir adım önde oluyorlar.
İşte burada insanın olaylara bakış açısı ve olayları kendi lehine ne derece çevirebildiği çok önemli bir rol oynuyor.
Bugün bu dakikada bu yazıyı yazarken başlığından dolayı ilgi çekebileceği ve okunabileceğini tahmin ettiğimden,
yazımı mümkün olduğunca güzel yazmaya çalışıyorum.
Başlık neden böyle diye sorar iseniz?
Bu yazıyı yazmaya yetenek sizsiniz programında bir köpeğin şovunu izledikten sonra karar verdim.
Bir yerde okumuştum. Köpekler öğrendikleri her hareketi ayrı bir deneyim olarak beyinlerinde bir kenara itiyorlar ve yaptıklarının sonuna kadar bilincinde oluyorlar.
Programı izlerken kendime şu soruyu sordum.
Acaba düşünme ve iradeyle hareket edebilme yeteneği insanda mı var yoksa köpekte mi?
Tabi ki yazımın başında yazdığım gibi bu soruyu sorarken bir adım önde diye bahsettiğim insanlardan bahsetmediğimi anlamışsınızdır.
Yazımı bugün bir solukta yazıyorum ve beğeneceğinizi umuyorum.
İnsan düşündükçe insandır.
Geçen gün kardeşim facebbok profil sayfasında  beyin şeklinin yanında "use it" yazan bir resim gördüm
İşte bu resim aslında herşeyin bir özeti.
Bundan başka söyleyecek birşey daha bulamıyorum. 
Blog sayfamı hergüçün daha fazla insanın ziyaret ettiğini görüyorum. 
Okuyan arkadaşlarım çin bana olumlu veya olumsuz geri bildirimlerini aarlarsa çok sevinirim.
Beynini kullananlardan olmak dileğiyle :D
Sevgiler!!! 
 Orkun TEKE

10 Mart 2012 Cumartesi

SABIR

Başlığı okuyan herkes aslında bu kelimenin ne kadar ağır bir anlamı olduğunu
Bu kelimenin karşılığının ne kadar zor bir davranış olduğunu düşünüyordur muhtemelen. :D
Tıpkı benim gibi :D
Sabırlı olmak zor dedim. Hatta bunun içine sizi de çektim. Sabırlı olmak neden zor acaba ?
Benim açıklayacağım tezden daha farklı tezleri olanlar lütfen bana bildirsinler ki birbirimizi tamamlayıp VOLTRAN oluşturma yolunda ilerleyelim
Ciddi olarak söylüyorum farklı tezi olanlar lütfen benimle paylaşsınlar .
Benim tezim şu;
İnsanlar hayat koşuşturması içerisinde yani dinamik bir süreçte yaşıyorlar.Bu dinamik süreç içerisinde her şey o kadar hızlı gelişiyor ki insanlar sabırlı olmaya vakit bulamıyorlar.
Aslında sabır konusu şarkılara bile konu olmuştur. Ne güzel söyler Muazzez Ersoy " Sabrın sonu selamettir.Başa gelen çekilir"
Sabır konusu çok geniş bir konu fakat ben burda dilim döndüğünce sizlere aklımdan geçenleri naçizane yazmaya çalışıyorum.
Kişisel olarak sabırlı bir insanımdır. Sabırlı olmamın başlıca nedeni ise sabır ile beklediğim şey daha değerli olmakta. Daha büyük kıymet taşımakta.
Bugünlük başınızı ve gözlerinizi daha fazla yormak istemiyorum.
Umuyorum ki hayatınız da her zaman sizin için değerli ve kıymetli şeylere ulaşırsınız. (Tabi bende :D)
Sevgiyle kalın !

TEKE O.


8 Mart 2012 Perşembe

At Gözlükleri

Dünya üzerinde pek az insan vardır ki çevrelerinde ki olaylara farklı bakış açıları getirebilsin ve olayları farklı yorumlayabilsin.
İnsanlarda belki de gözlenen en sık durum birşeye karşı önyargılı yaklaşma ve olaylara at gözlüğü ile bakma.
Bu tür insanlarla konuşmak gerçekten sinirinizin bozulmasından başka hiçbir işe yaramıyor olup.
Karşınızdakinin kendini müthiş bir savunmacı zannetmesini ve doğru bildiği yanlışlara daha da bağlanmasını sağlamaktasınız. 
Yavuz Turgul filmlerini hep çok sevmişimdir. Yavuz Turgul her filminde farklı konuları müthiş bir incelikle anlatır ve mesajı açıkça karşıdaki izleyiciye verir. 
Yavuz Turgul son filmi olan "Av Mevsimi" nde anlamak isteyene mesajı açıkça vermişti. 
Farklı bakış açıları getirin. Farklı düşünmekten korkmayın. 
Farklı düşünmek sizi sıradan olmaktan kurtarır.
Bazılarının bunu bilerek insanların moralini bozmak için yaptıklarını düşünüyorum. 
Ama bu kendini zeki zanneden ve karşıdan zavallı gibi görünen kişiler kendi kendilerine zarar verdiklerinin ne yazık ki farkında olamıyorlar.
Aslında yazılacak çok şey var.
 Gece gece bu blogu yazarken az sayıda ama yazdıklarımdan kendilerine pay çıkarmayı çok iyi bilen  okuyucularıma şunu söylemek isterim. 
Bu blog yazısını okuduğunuza göre ufkunuzu biraz daha genişletmenin ve farklı şeyler düşünebilmenin sizleri nasıl geliştirebileceği hakkında az çok bilgi sahibi olmanın ayrıcalığını benimle birlikte yaşıyor olacaksınız.
İleride bizler olaylara değişik çözüm önerileri getirebilirken yukarda yazdığım özellikte ki insanlar şaşkınlıktan tabiri caiz ise küçük dillerini yutacaklar.
Yazıma son verirken sizlerle bir mülakat örneği paylaşmak isterim. 
Schlumberger CO. Dünyaca ünlü bir petrol firması ve benimde stajımı yapmayı ve ileride çalışmayı hayal ettiğim bir firma.
Bu şirket bir mülakatında öncelikle münferit olarak kişilere ardından grup mülakatında grup oluşturan kişilere çözüm bulmaları için bir soru soruyor.
"Pasifik okyanusunun ortasındasınız. Geminiz aniden batmaya başlıyor. Kurtarma botuna  ekip ve 15 tane eşya sığabiliyor. karaya da 1000 km olduğunu biliyorsunuz Önem sırasına göre hangi eşyaları alırsınız."
Listede olan eşyalardan bazıları;
5 galon içme suyu
 balık tutma seti, 
viski, 
çikolata, 
tıraş aynası, 
bi şişe petrol,
pasifik haritası, 
pusula,
 köpekbalığı kovucu kimyasal,
 kalın bir ip, 
transistörlü radyo gibi şeyler var.
Kişlere sorulan soruda herkes  suyu önem sırasında 1. sıraya koyuyor. Ardından da balık tutma araçları ve köpekbalığı kovucu geliyor.
Grup mülakatlarında da herkes aynı şeyi söylüyor.
Fakat başka bir kişi şu cevabı veriyor.;
En az 1000 km uzakta olduğum için kürek çekmemiz imkansız ve yiyecek su da ilerleyemediğimiz için mutlaka tükenecektir.
İlk olarak almam gereken eşya traş aynasıdır. böylece güneş ışınları kmlerce mesafede yansıtabilirim ve teknelerin bizi fark etmesini sağlayabilirim.
İkinci olarak petrol alırım. Petrolü suyun üzerine döküp yaktığımda çıkardığı yoğun duman farkedilmemi kolaylaştıracaktır.
Yani herkesin en sona koyduğu şeyleri bu kişi en başa alıyor ve gayet mantıklı bir şekilde açıklıyor.
Blog yazımı bugünlük kıssadan hisse diyerek bitirmek istiyorum.
Umarım hayatta her zaman suyla yemekten önce, traş aynası ile petrolü yanına alan insanlardan oluruz. 
Kalbinizden sevgiyi ve saygıyı hiçbir zaman eksik etmeyin.
Sevgiyle kalın!!!
ORKUN TEKE







6 Mart 2012 Salı

Kendi Kıskançlıklarını Başkalarının Hayatlarına Burnunu Sokarak Gizlemeye Çalışan Zavallılar!!!

Günümüzde bazı insanlar artık görüyoruz ki  Ciğerci etrafında dolaşan kedilere dönmüşler ve uzanamadıkları etlere mundar diyerek geçmektedirler.
İnsan bu hale gelmesi zaten korkutucu birşey fakat bunun farkında olmaması veya karşısındakinin bunu anlamadığını sanması işi ürkütücü boyutlara taşımaktadır. 
İnsanlar kusurlu benliklerini başkalarınında kendini kusurlu hissetmesini sağlayarak gizlemeye ve ört bas etmeye çalışmaktadırlar. 
Bu yazıyı yazarken aslında çok düşündüm ve bugüne kadar biriktirdiğim bazı şeyleri artık burada yazmam gerektiğini anladım.
Bu yazıyı belki hiçkimse okumayacak, belki de çok az bir kişi sayısında kalacak.
Benim için bu yazıyı kimin okuduğu önemli değil. 
Önemli olan okuyan birisinin içinde yaşayacağı bana hak verme duygusudur. 
Size benim her zaman yakın çevremdeki insanlara anlattığım bir şeyi anlatmak isterim.
Bana bir gün yakın bir arkadaşım şu soruyu sordu.
"2 kişi aynı pozisyon için adaysınız. Sen seçilemedin, bu adamı kıskanmazmısın?"
Direk ve net olarak cevabım "Hayır" oldu. Süreci geçmişe dönerek bir daha incelerim. Onun yaptıkları ile benim yaptıklarımı mukayese ederim. 
Nerede hata yaptığımı anlamaya çalışırım ki bir daha aynı şey başıma gelmesin. 
Cevabını verdim. En son söylediğim söz ise " Kendi adıma üzülürüm. Ama karşımdakine de hiçbir zaman kıskançlık ile bakmam " 
Ki bu anlattığım şeyleri, eğer okurlarsa beni yakından tanıyan arkadaşlarım, hatta beni biraz tanıyan birileri bile yapacağımı bilirler. 
Bugüne kadar insanlara karşı kıskançlıkla hiç bakmadım.
Karşımdakilerin bana veya başkasına karşı bu tür tavırlarını gördükçe de gerçekten kendimi çok kötü hissediyorum ve dışarıdan zavallı gibi göründüklerini söylememek için kendimi zor tutuyorum. 
Yazımın son satırlarında bu yazıyı hafif kızgınlıkla yazdığımın anlaşıldığını bildiğimi. 
Ama bu yazı ile gerçekten bir şeylerin farkında olduğumu belirtmek istedim.
Yazılarıma olumlu veya olumsuz hertürlü eleştiriyi getirebilirsiniz.
Sizin eleştirileriniz ile blogda yazılanlar birçok kişinin ortak düşüncesi ve paydaşı olacaktır.
Hepinize mutlu ve huzurlu günler dilerim.!!!!!!

4 Mart 2012 Pazar

!!! Hayal Kurmak ve İnanmak !!!

Herşey aslında internette üniaktivite sitesinde gördüğüm bir ilan ile başladı. Yapı Kredi Bankası' nın     "HEROES CLUB" adı altında bir eğitim programı açtığını ve üniversitelerin çeşitli fakültelerinde okuyan öğrenci arkadaşların seçileceği bilgisi yer alıyordu.
İlanı gördüğüm an hayal etmeye başladım. 
Bu programın içerisinde olabilirsem neler yaşayabilirim? Nasıl bir çevre içerisinde bulunabilirim? ve tabi ki en başta sorduğum soru
"BEN BU PROGRAMA GİREBİLİR MİYİM? " :D.....

Program başvurumu tamamladım. Sorulan 3 soruda kendimi ve yaptığım çalışmaları bütün detayları ile yazmaya çalıştım.
 Her zaman hayal kurmaya devam ettim. Her zaman yukarıda ki sorular benimle birlikte yol aldı. 
Program başvuruları kapandığında heyecanlı bekleyiş başladı.
Sonuçlar açıklandığında "Vaka Çalışması" için  Kocaeli- Çayırova Yapı Kredi Bankacılık Üssü' ne davet edildiğim yazıyordu. İlk aşama tamamlanmıştı. 
Hayallerim artık bir boyut daha yükselmeyi hak etmişti. Artık olumlu sonuç için bir engel geçilmişti. Vaka çalışmasında Türkiyem' in dört bir yanından gelen sizinle aynı heyecanı paylaşan ve ben dahil gerginlikleri suratlarından belli olan :D... arkadaşlarımı gördüm. 
Aynı vaka çalışmasında yer alıcağım grup ile vaka çalışmamız son bulduğunda servis beklerken gerçekten tuhaf bir şekilde muhteşem bir muhabbete başladık. Herkes " Hani nerde kalmıştık?" der gibiydi. 
Ordan ayrıldıktan sonra herkes birbirine şans diliyordu. Tabi herkes en çok kendisi için şans diliyordu. :D
Kısa bir zaman içerisinde vaka sonuçları açıklandığında gerçekten gene bir bayram havası eserek kabul edildiğim bildirildi. 
Bundan sonraki aşama yüzyüze görüşme idi. Kendini ifade ettikten sonra elenmek gerçekten kişiye elensede çok (argo tabir ile) koymaz. Çünkü hatayı nerede arayacağınızı iyi bilirsiniz. 
Bundan sonrası için kendinizi daha da geliştirmeye çalışırsınız.
Yüzyüze görüşmelerin ardından tekrar heyecanlı bekleyiş başladı. Artık bu son adımdı. Kendimi bu program içerisinde hayal etmeye başlamıştım. 
Hayaller seviye atlamaya devam ediyordu. 
Sonuç açıklanma vakti gelmişti. Oldu mu? olmadı mı ? 
Evet sonuç olumlu olmuştu. Hayallerim artık bir seviye daha atlamıştı.
Artık tanışma ve katılımı kutlama vakti gelmişti. Kocaeli Bayramoğlu tesislerindeki tanışma partisi için Kocaeli yolları gözükmüştü.
Muazzam bir ortamda, Muazzam bir tesis ile karşılaştık. Ve tabi ki Türkiyem' in dört bir yanından gelen arkadaşlarım ile birlikte:D....
Gerçekten orda da herkes sanki " Nerde kalmıştık? " havasındaydı.
Geçirdiğimiz iki güne yakın zaman gerçekten beni çok mutlu etti. 
Seviye atlayan hayallerim artık benim bile sınırlarını bilemediğim boyutlara ulaşmış durumda :D
Bu yazıyı yazmamda ki amaç hayal kurmaktan vazgeçmemenizdir. 
Hayal kurmak insanları motive eder. Motivasyonunuzu yüksek tutar. Ben burda Pollyanna' cılık ta yapmıyorum. Tabi ki her hayal gerçekleşecek diye birşey yok. Zaten benim anlatmak istediğimde bu değil.
Ben sadece vazgeçmeyin diyorum. 
Bu yazdıklarım benim naçizane düşüncelerim. Bu yazıyı bitirirken size Walt Disney' in bir sözü ile seslenmek isterim. 
" HAYAL KURMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYİN. UNUTMAYIN! HERŞEY BİR FARE İLE BAŞLADI" 
Gelecek yazılarımda tekrar buluşmak üzere !!!!!
Sevgiyle kalın. Hayalleriniz umarın her zaman gerçeğe ulaşır........!!!!!!!